Skip to main content

Ereksiyon Sorunu Nasıl Anlaşılır? Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri

Ereksiyon Sorunu Nasıl Anlaşılır? Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri Ereksiyon Sorunu Nasıl Anlaşılır? Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri
Sertleşme
Sorununa Kalıcı Çözümler

Ereksiyon sorunu nasıl anlaşılır? Belirtileri ve penil protez dahil tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi alın.

    Sertleşme
    Sorununa Kalıcı Çözümler

    Ereksiyon sorunu nasıl anlaşılır? Belirtileri ve penil protez dahil tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi alın.

    Ereksiyon Sorunu Nasıl Anlaşılır? Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri

    Ereksiyon Sorunu Nedir?


    Ereksiyon Sorunu Nasıl Anlaşılır?

    Ereksiyon sorunu, özellikle cinsel ilişki sırasında yeterli sertleşmenin sağlanamaması ya da sertleşmenin kısa sürede kaybolması gibi belirtilerle ereksiyon sorunu nasıl anlaşılır sorusuna yanıt verir. Ereksiyon sorunu, tıbbi olarak erektil disfonksiyon olarak adlandırılan ve cinsel ilişki için yeterli sertlikte ve sürede penis ereksiyonunun sağlanamaması veya sürdürülememesi durumudur. Bu sorun, erkeklerin cinsel yaşamlarını ve genel yaşam kalitelerini önemli ölçüde etkileyebilen yaygın bir sağlık problemidir. Ereksiyon sorunu, fiziksel ve psikolojik faktörlerin karmaşık bir etkileşiminden kaynaklanabilir ve her yaştan erkeği etkileyebilir, ancak yaşla birlikte görülme sıklığı artmaktadır.

    Ereksiyon sorununun anlaşılması için öncelikle normal ereksiyon fizyolojisini anlamak önemlidir. Normal bir ereksiyon, cinsel uyarılma sonucunda beyin tarafından gönderilen sinyallerin penis kan damarlarını genişletmesi ve penise kan akışının artmasıyla gerçekleşir. Bu artan kan akışı, penisin sertleşmesine ve büyümesine neden olur. Ereksiyon sorunu yaşayan erkeklerde ise bu mekanizma çeşitli nedenlerle bozulmuş olabilir.

    Ereksiyon sorununun belirtileri genellikle aşağıdaki durumlardan bir veya birkaçını içerir:

    1. Ereksiyon sağlamada zorluk: Cinsel uyarılma olmasına rağmen penis sertleşmeyebilir veya yeterince sert olmayabilir.
    2. Ereksiyonu sürdürmede zorluk: Başlangıçta sertleşme sağlansa bile, cinsel ilişki boyunca bu sertliği korumak zor olabilir.
    3. Azalmış cinsel istek: Bazı durumlarda, ereksiyon sorununa eşlik eden cinsel istekte azalma görülebilir.
    4. Performans anksiyetesi: Ereksiyon sorunu yaşayan erkekler, cinsel performansları konusunda endişe ve kaygı yaşayabilirler.
    5. Özgüven kaybı: Tekrarlayan başarısızlıklar, kişinin özgüvenini olumsuz etkileyebilir.
    6. İlişki sorunları: Ereksiyon sorunu, partnerleriyle olan ilişkilerini etkileyebilir ve iletişim problemlerine yol açabilir.

    Ereksiyon sorununun tanısı için genellikle kapsamlı bir tıbbi değerlendirme gereklidir. Bu değerlendirme şunları içerebilir:

    1. Detaylı tıbbi ve cinsel öykü: Doktor, hastanın genel sağlık durumu, kullandığı ilaçlar, yaşam tarzı faktörleri ve cinsel geçmişi hakkında ayrıntılı bilgi alır.
    2. Fizik muayene: Genel bir fizik muayene yapılır ve özellikle genital bölge, prostat ve hormonal sistem değerlendirilir.
    3. Kan testleri: Testosteron seviyeleri, şeker düzeyi, kolesterol ve diğer hormonlar ölçülebilir.
    4. Psikolojik değerlendirme: Depresyon, anksiyete gibi psikolojik faktörlerin rolünü belirlemek için psikolojik bir değerlendirme yapılabilir.
    5. Nokturnal penil tümesans testi: Uyku sırasında doğal olarak meydana gelen ereksiyonları ölçmek için kullanılabilir.
    6. Doppler ultrasonografi: Penis kan akışını değerlendirmek için kullanılabilir.
    7. İntrakaverozal enjeksiyon testi: Penise vazoaktif bir madde enjekte edilerek ereksiyon yanıtı değerlendirilir.

    Ereksiyon sorunu, erkeklerin cinsel sağlığını ve genel yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen bir durumdur. Ancak, günümüzde mevcut olan çeşitli tedavi seçenekleri sayesinde bu sorunun etkili bir şekilde yönetilmesi mümkündür. Önemli olan, bu sorunu yaşayan erkeklerin utanmadan veya çekinmeden bir sağlık profesyoneline başvurmaları ve uygun tanı ve tedavi sürecini başlatmalarıdır.

    Ereksiyon sorununun erken teşhisi ve tedavisi, sadece cinsel sağlığı iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda altta yatan ciddi sağlık sorunlarının (örneğin, kardiyovasküler hastalıklar veya diyabet) erken teşhisine de yardımcı olabilir. Bu nedenle, ereksiyon sorunu yaşayan erkeklerin bu durumu göz ardı etmemeleri ve profesyonel yardım almaları önemlidir [1].

    Sonuç olarak, ereksiyon sorunu karmaşık ve çok yönlü bir sağlık problemidir. Doğru tanı ve uygun tedavi ile bu sorunun üstesinden gelmek mümkündür. Hastalar ve sağlık profesyonelleri arasındaki açık iletişim, başarılı bir tedavi sürecinin anahtarıdır. Ereksiyon sorunu yaşayan erkeklerin, bu durumun yaşam kalitelerini etkilemesine izin vermeden, zamanında tıbbi yardım almaları önemlidir [2].

    Ereksiyon Sorununun Nedenleri Nelerdir?


    Fiziksel ve Psikolojik Faktörler

    Ereksiyon sorununun nedenleri genellikle fiziksel ve psikolojik faktörlerin karmaşık bir etkileşiminden kaynaklanır. Bu sorunun altında yatan sebepleri anlamak, doğru tanı ve etkili tedavi için kritik öneme sahiptir. Fiziksel ve psikolojik faktörler tek başına etkili olabileceği gibi, çoğu zaman birlikte rol oynayabilirler.

    Fiziksel Nedenler:

    1. Kardiyovasküler Hastalıklar: Ereksiyon sorununun en yaygın fiziksel nedenlerinden biri, kardiyovasküler hastalıklardır. Ateroskleroz (damar sertliği), hipertansiyon (yüksek tansiyon) ve yüksek kolesterol, penis kan damarlarını etkileyerek kan akışını bozabilir. Bu durum, yeterli ereksiyonun sağlanmasını zorlaştırır. Aslında, ereksiyon sorunu bazen kardiyovasküler hastalıkların erken bir belirtisi olabilir ve bu nedenle ciddi bir uyarı işareti olarak değerlendirilmelidir [1].
    2. Diyabet: Diyabet, ereksiyon sorununa yol açan önemli risk faktörlerinden biridir. Yüksek kan şekeri seviyeleri, zaman içinde sinir ve kan damarlarına zarar vererek penis kan akışını ve sinir iletimini bozabilir. Diyabetli erkeklerde ereksiyon sorunu riski, diyabeti olmayan erkeklere göre 2-3 kat daha yüksektir.
    3. Hormonal Dengesizlikler: Testosteron eksikliği (hipogonadizm), tiroid bozuklukları ve hiperprolaktinemi gibi hormonal dengesizlikler ereksiyon sorununa neden olabilir. Testosteron, erkek cinsel fonksiyonu için kritik öneme sahiptir ve düşük seviyeleri libido kaybı ve ereksiyon sorunlarına yol açabilir.
    4. Nörolojik Hastalıklar: Multiple skleroz, Parkinson hastalığı, spinal kord yaralanmaları ve inme gibi nörolojik durumlar, beyin ve penis arasındaki sinir iletimini etkileyerek ereksiyon sorunlarına neden olabilir.
    5. Cerrahi Müdahaleler: Özellikle pelvik bölge cerrahileri (örneğin, prostat kanseri için radikal prostatektomi) ereksiyon için gerekli sinirlere ve kan damarlarına zarar verebilir.
    6. İlaçlar: Bazı ilaçlar ereksiyon sorununun yan etkisi olarak ortaya çıkabilir. Özellikle antidepresanlar, antihipertansifler, antiandrojenler ve bazı psikiyatrik ilaçlar bu açıdan risk taşır.
    7. Peyronie Hastalığı: Penis dokusunda skar oluşumu ile karakterize olan bu durum, ağrılı ereksiyonlara ve penis eğriliğine neden olabilir.
    8. Yaşam Tarzı Faktörleri: Sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi, obezite, hareketsiz yaşam tarzı ve uyuşturucu kullanımı gibi faktörler ereksiyon sorununa katkıda bulunabilir.

    Psikolojik Nedenler:

    1. Stres ve Anksiyete: Günlük yaşamın stresleri, iş baskısı veya finansal endişeler cinsel performansı etkileyebilir. Performans anksiyetesi özellikle yaygındır ve kendi kendini besleyen bir döngüye yol açabilir.
    2. Depresyon: Depresyon, cinsel istek ve fonksiyon üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Ayrıca, depresyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da ereksiyon sorununa neden olabilir.
    3. İlişki Sorunları: Partneriyle yaşanan çatışmalar, iletişim eksikliği veya güven sorunları cinsel performansı olumsuz etkileyebilir.
    4. Düşük Özgüven: Genel olarak düşük özgüven veya beden imajı sorunları, cinsel performans konusunda endişelere yol açabilir.
    5. Geçmiş Travmalar: Cinsel istismar veya travmatik cinsel deneyimler, ileriki yaşlarda ereksiyon sorunlarına neden olabilir.
    6. Suçluluk veya Utanç Duyguları: Dini veya kültürel inançlardan kaynaklanan cinsellikle ilgili suçluluk veya utanç duyguları, ereksiyon sorunlarına yol açabilir.
    7. Performans Baskısı: Özellikle yeni bir ilişkide veya uzun süreli cinsel aktivite yokluğundan sonra hissedilen performans baskısı, ereksiyon sorunlarına neden olabilir.

    Çoğu durumda, ereksiyon sorununun altında yatan nedenler karmaşıktır ve birden fazla faktörün etkileşiminden kaynaklanır. Örneğin, hafif bir fiziksel problem, psikolojik stres veya anksiyete ile birleştiğinde daha ciddi bir ereksiyon sorununa dönüşebilir. Bu nedenle, kapsamlı bir değerlendirme ve bütünsel bir yaklaşım, ereksiyon sorununun etkin bir şekilde tedavi edilmesi için kritik öneme sahiptir.

    Risk Faktörleri

    Ereksiyon sorunu için çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır. Bu risk faktörlerini anlamak, hem önleme hem de erken müdahale açısından önemlidir. Risk faktörleri genellikle değiştirilebilir ve değiştirilemez faktörler olarak iki kategoriye ayrılır:

    1. Yaş: Yaş, ereksiyon sorunu için en önemli değiştirilemez risk faktörlerinden biridir. Yaşlanma ile birlikte ereksiyon sorunu riski artar. 40 yaş üstü erkeklerde görülme sıklığı artmaya başlar ve 70 yaş üstü erkeklerde bu oran %50-60’lara kadar çıkabilir. Yaşlanma ile birlikte testosteron seviyelerinin düşmesi, kan damarlarının elastikiyetini kaybetmesi ve genel sağlık sorunlarının artması bu duruma katkıda bulunur [2].
    2. Kronik Hastalıklar: Diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları, yüksek kolesterol, obezite ve metabolik sendrom gibi kronik hastalıklar ereksiyon sorunu riskini artırır. Bu hastalıklar kan damarlarına ve sinirlere zarar vererek ereksiyon mekanizmasını bozabilir.
    3. Yaşam Tarzı Faktörleri: Sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi, uyuşturucu kullanımı, hareketsiz yaşam tarzı ve obezite ereksiyon sorunu riskini artıran değiştirilebilir risk faktörleridir. Örneğin, sigara içmek kan damarlarını daraltır ve kan akışını azaltır, bu da ereksiyon sorunlarına yol açabilir.
    4. Psikolojik Faktörler: Stres, anksiyete, depresyon ve diğer ruhsal sağlık sorunları ereksiyon sorunu riskini artırabilir. İş stresi, ilişki sorunları veya genel yaşam stresi cinsel performansı olumsuz etkileyebilir.
    5. İlaçlar: Bazı ilaçlar, özellikle antidepresanlar, antihipertansifler, antiandrojenler ve bazı kalp ilaçları ereksiyon sorununa neden olabilir veya mevcut sorunları şiddetlendirebilir.
    6. Hormonal Dengesizlikler: Düşük testosteron seviyeleri, tiroid bozuklukları ve prolaktin yüksekliği gibi hormonal dengesizlikler ereksiyon sorunu riskini artırabilir.
    7. Nörolojik Hastalıklar: Multiple skleroz, Parkinson hastalığı, inme ve spinal kord yaralanmaları gibi nörolojik durumlar ereksiyon mekanizmasını etkileyebilir.
    8. Cerrahi Müdahaleler: Özellikle pelvik bölge cerrahileri (örneğin, prostat kanseri için radikal prostatektomi) ereksiyon için gerekli sinirlere ve kan damarlarına zarar verebilir ve ereksiyon sorunu riskini artırabilir.
    9. Peyronie Hastalığı: Penis dokusunda skar oluşumu ile karakterize olan bu durum, ağrılı ereksiyonlara ve penis eğriliğine neden olarak ereksiyon sorunlarına yol açabilir.
    10. Travma: Pelvik bölge veya omuriliğe yönelik travmalar ereksiyon mekanizmasını bozabilir.
    11. Uyku Bozuklukları: Uyku apnesi gibi uyku bozuklukları, testosteron seviyelerini düşürebilir ve ereksiyon sorunu riskini artırabilir.
    12. Düşük Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz yapmamak, genel sağlığı olumsuz etkileyerek ereksiyon sorunu riskini artırabilir.
    13. Beslenme Alışkanlıkları: Yüksek yağlı, işlenmiş gıdalardan zengin ve sebze-meyve açısından fakir bir diyet, kardiyovasküler sağlığı olumsuz etkileyerek ereksiyon sorunu riskini artırabilir.
    14. Aile Öyküsü: Bazı araştırmalar, ereksiyon sorununun genetik bir bileşeni olabileceğini ve ailede ereksiyon sorunu öyküsü olan erkeklerde riskin daha yüksek olabileceğini göstermektedir.
    15. Çevresel Toksinlere Maruz Kalma: Bazı çevresel toksinler ve endokrin bozucular, hormonal dengeyi etkileyerek ereksiyon sorunu riskini artırabilir.
    16. Sosyoekonomik Faktörler: Düşük eğitim düzeyi ve düşük gelir gibi sosyoekonomik faktörler, dolaylı olarak (örneğin, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği veya stres nedeniyle) ereksiyon sorunu riskini artırabilir.

    Bu risk faktörlerinin birçoğu birbiriyle ilişkilidir ve genellikle bir arada bulunur. Örneğin, obezite hem kardiyovasküler hastalıklar hem de diyabet riskini artırır, bu da ereksiyon sorunu riskini artırır. Benzer şekilde, stres hem doğrudan ereksiyon mekanizmasını etkileyebilir hem de sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklara yönelmeye neden olabilir.

    Ereksiyon sorunu riskini azaltmak için, değiştirilebilir risk faktörlerine odaklanmak önemlidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek (düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, sigarayı bırakmak, alkol tüketimini sınırlamak), stresi yönetmek, kronik hastalıkları kontrol altında tutmak ve düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak ereksiyon sorunu riskini azaltmada etkili olabilir.

    Ayrıca, ereksiyon sorunu sıklıkla altta yatan daha ciddi sağlık sorunlarının bir belirtisi olabilir. Bu nedenle, ereksiyon sorunu yaşayan erkeklerin bir sağlık profesyoneline başvurması ve kapsamlı bir sağlık değerlendirmesinden geçmesi önemlidir. Erken teşhis ve müdahale, hem ereksiyon sorununun hem de olası altta yatan sağlık sorunlarının etkin bir şekilde yönetilmesini sağlayabilir.

    Ereksiyon Sorunu İçin Tedavi Yöntemleri


    İlaç Tedavileri

    Ereksiyon sorunu için ilaç tedavileri, son yıllarda büyük ilerlemeler kaydetmiş ve birçok erkek için etkili bir çözüm haline gelmiştir. Bu tedaviler arasında en yaygın ve etkili olanı, PDE5 inhibitörleri olarak bilinen ilaç grubudur. Bu ilaçlar, penisin kan damarlarını genişleterek kan akışını artırır ve böylece ereksiyon sağlanmasına yardımcı olur.

    PDE5 inhibitörleri, fosfodiesteraz tip 5 enzimini bloke ederek çalışır. Bu enzim, normalde ereksiyon sırasında peniste üretilen siklik guanozin monofosfat (cGMP) adlı kimyasal maddeyi parçalar. cGMP, penis kan damarlarının gevşemesini ve genişlemesini sağlayan önemli bir maddedir. PDE5 inhibitörleri, bu enzimi bloke ederek cGMP’nin daha uzun süre etkili kalmasını sağlar, böylece daha güçlü ve uzun süreli ereksiyonlar elde edilir [1].

    En yaygın kullanılan PDE5 inhibitörleri şunlardır:

    1. Sildenafil (Viagra®): İlk onaylanan PDE5 inhibitörüdür ve genellikle cinsel aktiviteden 30-60 dakika önce alınır. Etkisi 4-5 saat kadar sürer.
    2. Tadalafil (Cialis®): Daha uzun etkili bir PDE5 inhibitörüdür. Etkisi 36 saate kadar sürebilir, bu nedenle “hafta sonu hapı” olarak da bilinir. Ayrıca günlük düşük doz kullanımı da mümkündür.
    3. Vardenafil (Levitra®): Sildenafil’e benzer şekilde çalışır, ancak bazı erkekler için daha az yan etkiye sahip olabilir.
    4. Avanafil (Stendra®): En yeni PDE5 inhibitörüdür ve daha hızlı etki gösterir, bazı erkeklerde 15 dakika içinde etkili olabilir.

    Bu ilaçların etkinliği yüksektir ve çoğu erkekte ereksiyon sorununu önemli ölçüde iyileştirir. Ancak, her ilaçta olduğu gibi, bazı yan etkileri olabilir. En yaygın yan etkiler arasında baş ağrısı, yüzde kızarma, burun tıkanıklığı, mide yanması ve nadiren görme bozuklukları yer alır. Bu yan etkiler genellikle hafiftir ve geçicidir.

    PDE5 inhibitörleri, nitrat içeren ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır, çünkü bu kombinasyon tehlikeli bir kan basıncı düşüşüne neden olabilir. Ayrıca, kalp hastalığı olan erkeklerde dikkatli kullanılmalıdır ve mutlaka bir doktor kontrolünde reçete edilmelidir.

    PDE5 inhibitörlerine ek olarak, ereksiyon sorunu için kullanılan diğer ilaç tedavileri şunlardır:

    1. Testosteron Replasman Tedavisi: Düşük testosteron seviyelerine bağlı ereksiyon sorunu yaşayan erkeklerde etkili olabilir. Bu tedavi, enjeksiyon, jel, yama veya ağızdan alınan tabletler şeklinde uygulanabilir.
    2. Alprostadil: Bu ilaç, doğrudan penise enjekte edilebilir veya üretraya yerleştirilebilir bir supozituvar formunda kullanılabilir. Penisteki kan damarlarını genişleterek ereksiyon sağlar.
    3. Yohimbin: Bazı erkeklerde etkili olabilen bitkisel bir takviyedir, ancak etkinliği ve güvenliği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
    4. Apomorphine: Dopamin agonisti olan bu ilaç, beyindeki cinsel uyarı merkezlerini aktive ederek ereksiyon sağlamaya yardımcı olabilir.

    İlaç tedavileri, ereksiyon sorunu yaşayan birçok erkek için etkili bir çözüm sunsa da, her tedavi her erkek için uygun olmayabilir. Bazı erkekler, altta yatan sağlık sorunları veya kullandıkları diğer ilaçlar nedeniyle bu ilaçları kullanamayabilir. Ayrıca, ilaç tedavileri ereksiyon sorununun nedenini ortadan kaldırmaz, sadece belirtileri geçici olarak iyileştirir.

    Bu nedenle, ereksiyon sorunu tedavisinde bütüncül bir yaklaşım önemlidir. İlaç tedavilerinin yanı sıra, yaşam tarzı değişiklikleri (sigarayı bırakmak, alkol tüketimini azaltmak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek), psikolojik destek ve altta yatan sağlık sorunlarının tedavisi de önemlidir.

    Sonuç olarak, ilaç tedavileri ereksiyon sorunu için etkili bir çözüm sunmaktadır. Ancak, bu ilaçların kullanımı mutlaka bir sağlık profesyonelinin gözetiminde olmalıdır. Her erkek için en uygun tedavi seçeneği, kişinin genel sağlık durumu, yaşam tarzı ve tercihleri göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. İlaç tedavileri, genel sağlığın iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması için yapılan diğer müdahalelerle birlikte uygulandığında en iyi sonuçları verir [2].

    Penil Enjeksiyon ve Vakum Cihazları

    Penil enjeksiyon ve vakum cihazları, özellikle oral ilaçların etkili olmadığı veya kullanılamadığı durumlarda ereksiyon sorunu için alternatif tedavi seçenekleri sunar. Bu yöntemler, daha invaziv olmakla birlikte, birçok erkek için etkili çözümler olabilir.

    Penil Enjeksiyon Tedavisi:

    Penil enjeksiyon tedavisi, vazoaktif ilaçların doğrudan penis içine enjekte edilmesini içerir. Bu yöntem, oral ilaçlardan daha hızlı ve daha güçlü bir etki sağlayabilir. En yaygın kullanılan ilaçlar şunlardır:

    1. Alprostadil (Prostaglandin E1): En sık kullanılan enjeksiyon ilacıdır. Penis kan damarlarını genişletir ve kan akışını artırır.
    2. Papaverin: Düz kas gevşetici bir ilaçtır.
    3. Fentolamin: Alfa-adrenerjik blokör bir ilaçtır.

    Bu ilaçlar genellikle tek başına veya kombinasyon halinde kullanılır. Enjeksiyon, özel bir iğne ile penisin yan tarafına yapılır. İlaç enjekte edildikten sonra, genellikle 5-15 dakika içinde ereksiyon başlar ve 30-60 dakika sürer.

    Penil enjeksiyon tedavisinin avantajları:

    • Oral ilaçlardan daha hızlı ve güçlü etki
    • Oral ilaçlara yanıt vermeyen hastalarda etkili olabilir
    • Nitrat kullanan hastalarda kullanılabilir

    Dezavantajları:

    • Enjeksiyon yapma gerekliliği
    • Priapizm (uzun süren ve ağrılı ereksiyon) riski
    • Penis dokusunda skar oluşumu riski
    • Ağrı veya kanama

    Penil enjeksiyon tedavisi, doktor gözetiminde öğrenilmeli ve uygulanmalıdır. Doğru teknik ve doz ayarlaması önemlidir.

    Vakum Cihazları:

    Vakum cihazları, mekanik bir yöntemle ereksiyon sağlayan cihazlardır. Bu cihazlar, penisin etrafına yerleştirilen bir silindir ve bu silindirden havayı boşaltan bir pompa içerir. Vakum oluşturulduğunda, penis içine kan çekilir ve ereksiyon sağlanır. Daha sonra, penisin kökünde bir sıkıştırma halkası kullanılarak kan peniste tutulur.

    Vakum cihazlarının avantajları:

    • İlaç kullanımı gerektirmez
    • Çoğu erkek için güvenli ve etkilidir
    • Maliyeti düşüktür ve uzun süre kullanılabilir

    Dezavantajları:

    • Doğal olmayan bir his verebilir
    • Penisin rengi ve sıcaklığı değişebilir
    • Boşalma zorlaşabilir
    • Sıkıştırma halkası 30 dakikadan fazla kullanılmamalıdır

    Vakum cihazları, özellikle ilaç tedavilerine yanıt vermeyen veya ilaç kullanamayan erkekler için iyi bir alternatif olabilir. Ayrıca, Peyronie hastalığı gibi penis eğriliği olan durumlarda da faydalı olabilir.

    Hem penil enjeksiyon hem de vakum cihazları, ereksiyon sorunu için etkili tedavi seçenekleridir. Ancak, bu yöntemlerin kullanımı konusunda mutlaka bir üroloji uzmanına danışılmalıdır. Doktor, hastanın genel sağlık durumunu, ereksiyon sorununun nedenini ve diğer faktörleri değerlendirerek en uygun tedavi yöntemini önerecektir.

    Bu tedavi yöntemleri, bazı erkekler için oral ilaçlardan daha etkili olabilir veya oral ilaçların kullanılamadığı durumlarda iyi bir alternatif sunabilir. Ancak, her tedavi yönteminde olduğu gibi, bu yöntemlerin de potansiyel riskleri ve yan etkileri vardır. Bu nedenle, hastaların tedavi seçeneklerini doktorlarıyla detaylı bir şekilde tartışmaları ve kendi durumlarına en uygun yöntemi seçmeleri önemlidir.

    Sonuç olarak, penil enjeksiyon ve vakum cihazları, ereksiyon sorunu tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu yöntemler, özellikle diğer tedavilerin etkisiz kaldığı durumlarda umut verici seçenekler sunmaktadır. Ancak, bu tedavilerin başarısı için doğru uygulama ve düzenli takip çok önemlidir.

    Penil Protez Tedavisi

    Penil Protez Nedir?

    Penil protez, ereksiyon sorunu tedavisinde kullanılan cerrahi bir yöntemdir. Bu yöntem, genellikle diğer tedavi seçeneklerinin başarısız olduğu veya uygulanamadığı durumlarda tercih edilir. Penil protez, penis içine yerleştirilen yapay bir cihazdır ve ereksiyonu taklit etmek için tasarlanmıştır.

    Penil protezler iki ana kategoriye ayrılır:

    1. Şişirilebilir Protezler: Bu tip protezler, penis içine yerleştirilen iki silindir, karın alt bölgesine yerleştirilen bir sıvı rezervuarı ve skrotuma yerleştirilen bir pompadan oluşur. Hasta cinsel ilişki istediğinde, skrotumdaki pompayı kullanarak rezervuardaki sıvıyı silindirlere aktarır ve böylece ereksiyon sağlanır. İlişki sonrasında, sıvı tekrar rezervuara boşaltılarak penis gevşek hale getirilir.
    2. Yarı Sert (Malleable) Protezler: Bu tip protezler, penis içine yerleştirilen iki esnek çubuktan oluşur. Bu çubuklar, penisi istenildiğinde sert hale getirmek için yukarı kaldırılabilir veya normal pozisyona indirilebilir.

    Şişirilebilir protezler daha doğal bir görünüm ve his sağlar, ancak mekanik olarak daha karmaşıktır ve arıza riski daha yüksektir. Yarı sert protezler ise daha basit ve dayanıklıdır, ancak sürekli sert kalması nedeniyle bazı erkekler için rahatsız edici olabilir.

    Üç Parçalı Şişirilebilir Penis Protezi
    Üç Parçalı Şişirilebilir Penis Protezi
    Üç Parçalı Şişirilebilir Penis Protezi
    Üç Parçalı Şişirilebilir Penis Protezi
    Tek Parçalı Bükülebilir Penis Protezi
    Tek Parçalı Bükülebilir Penis Protezi

    Penil protezlerin avantajları:

    • Yüksek hasta ve partner memnuniyeti sağlar
    • Spontan cinsel ilişkiye olanak tanır
    • Uzun ömürlüdür (10-15 yıl kadar dayanabilir)
    • İlaç etkileşimi riski yoktur

    Dezavantajları:

    • Cerrahi bir işlem gerektirir
    • Enfeksiyon riski vardır
    • Mekanik arıza olabilir
    • Geri dönüşü olmayan bir işlemdir (doğal ereksiyon mekanizması kalıcı olarak bozulur)

    Penil Protez Kimlere Uygulanır?

    Penil protez tedavisi, genellikle aşağıdaki durumlarda düşünülür:

    1. Diğer tedavi yöntemleri (oral ilaçlar, enjeksiyonlar, vakum cihazları) başarısız olduğunda veya tolere edilemediğinde
    2. Ciddi vasküler hastalık nedeniyle diğer tedavilerin etkisiz olduğu durumlarda
    3. Radikal prostatektomi gibi pelvik cerrahiler sonrası gelişen şiddetli ereksiyon sorunu vakalarında
    4. Peyronie hastalığı gibi penis deformitelerinin eşlik ettiği ereksiyon sorunu vakalarında
    5. Omurilik yaralanması gibi nörolojik hastalıklarda
    6. Priapizm (uzun süreli ereksiyon) sonrası gelişen kalıcı ereksiyon sorunu vakalarında

    Penil protez ameliyatı, genel veya spinal anestezi altında yapılır. Ameliyat süresi genellikle 1-2 saat arasındadır. Ameliyat sonrası hasta genellikle bir gece hastanede kalır ve ertesi gün taburcu edilir. İyileşme süreci genellikle 4-6 hafta sürer ve bu süre zarfında cinsel aktiviteden kaçınılması gerekir.

    Ameliyat öncesi hastanın genel sağlık durumu, beklentileri ve cinsel partneriyle ilişkisi detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Ayrıca, hasta ve partneri protezin kullanımı, bakımı ve olası komplikasyonlar hakkında detaylı bir şekilde bilgilendirilmelidir.

    Penil protez ameliyatının başarı oranı oldukça yüksektir. Çalışmalar, hastaların ve partnerlerinin %90’ından fazlasının ameliyat sonuçlarından memnun olduğunu göstermektedir. Ancak, her cerrahi işlemde olduğu gibi, bu ameliyatın da riskleri vardır. En önemli riskler arasında enfeksiyon, mekanik arıza ve ağrı yer alır.

    Enfeksiyon riski, modern cerrahi teknikler ve antibiyotik kullanımı ile %1-2 civarına düşürülmüştür. Ancak, enfeksiyon gelişirse genellikle proteznin çıkarılması gerekir. Mekanik arıza riski ise yılda yaklaşık %5’tir. Arıza durumunda genellikle revizyon cerrahisi gerekir.

    Sonuç olarak, penil protez tedavisi, ereksiyon sorunu için etkili bir çözüm sunar, ancak invaziv bir yöntemdir ve geri dönüşü yoktur. Bu nedenle, bu tedavi seçeneği dikkatle değerlendirilmeli ve ancak diğer tüm seçenekler denendikten sonra düşünülmelidir.

    Ereksiyon Sorunu ve Yaşam Kalitesi Üzerine Etkileri


    Psikolojik Destek ve Danışmanlık

    Ereksiyon sorunu, sadece fiziksel bir problem değil, aynı zamanda önemli psikolojik etkileri olan bir durumdur. Bu nedenle, ereksiyon sorununun tedavisinde psikolojik destek ve danışmanlık kritik bir rol oynar. Psikolojik müdahaleler, hem ereksiyon sorununun doğrudan tedavisinde hem de sorunun neden olduğu stres ve kaygıyla başa çıkmada etkili olabilir.

    Ereksiyon sorununun psikolojik etkileri şunları içerebilir:

    1. Özgüven kaybı
    2. Depresyon
    3. Anksiyete
    4. İlişki sorunları
    5. Stres
    6. Cinsel istekte azalma
    7. Performans anksiyetesi

    Psikolojik destek ve danışmanlık, bu etkilerin üstesinden gelmek için çeşitli yöntemler sunar:

    1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, ereksiyon sorunu ile ilgili olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeye odaklanır. Bu terapi, performans anksiyetesini azaltmada ve özgüveni artırmada etkili olabilir.
    2. Cinsel Terapi: Cinsel terapistler, ereksiyon sorunu yaşayan erkeklere ve partnerlerine özel teknikler ve egzersizler öğretebilir. Bu, cinsel iletişimi iyileştirmeye ve performans baskısını azaltmaya yardımcı olabilir.
    3. Çift Terapisi: Ereksiyon sorunu genellikle ilişkiyi etkiler. Çift terapisi, partnerlerin bu sorunu birlikte ele almalarına ve ilişkilerini güçlendirmelerine yardımcı olabilir.
    4. Mindfulness ve Gevşeme Teknikleri: Bu teknikler, stres ve anksiyeteyi azaltmaya yardımcı olabilir, bu da ereksiyon sorununu iyileştirebilir.
    5. Psikoeğitim: Ereksiyon sorununun nedenleri, tedavi seçenekleri ve cinsel sağlık hakkında bilgi vermek, hastaların durumlarını daha iyi anlamalarına ve yönetmelerine yardımcı olabilir.
    6. Destek Grupları: Benzer sorunları yaşayan diğer erkeklerle deneyim paylaşımı, yalnızlık hissini azaltabilir ve başa çıkma stratejileri öğrenmeye yardımcı olabilir.

    Psikolojik destek ve danışmanlığın faydaları:

    1. Ereksiyon sorununun altında yatan psikolojik nedenlerin belirlenmesi ve ele alınması
    2. Performans anksiyetesinin azaltılması
    3. Özgüvenin artırılması
    4. İlişki sorunlarının çözülmesi
    5. Stres ve anksiyetenin yönetilmesi
    6. Cinsel isteğin artırılması
    7. Genel yaşam kalitesinin iyileştirilmesi

    Psikolojik destek ve danışmanlık, genellikle diğer tedavi yöntemleriyle birlikte kullanıldığında en etkili sonuçları verir. Örneğin, ilaç tedavisi alan bir hasta, aynı zamanda psikolojik destek alarak hem fiziksel hem de psikolojik açıdan iyileşme sağlayabilir.

    Sonuç olarak, ereksiyon sorununun etkin bir şekilde yönetilmesi için bütünsel bir yaklaşım gereklidir. Psikolojik destek ve danışmanlık, bu bütünsel yaklaşımın önemli bir parçasıdır ve hastaların sadece ereksiyon sorunlarını değil, aynı zamanda genel cinsel sağlıklarını ve yaşam kalitelerini de iyileştirmelerine yardımcı olabilir.

    Partner İlişkilerinde Ereksiyon Sorunu

    Ereksiyon sorunu, sadece erkeği değil, aynı zamanda partnerini ve ilişkiyi de etkileyen bir durumdur. Bu nedenle, ereksiyon sorununun partner ilişkileri üzerindeki etkilerini anlamak ve yönetmek, tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır.

    Ereksiyon sorununun partner ilişkileri üzerindeki etkileri:

    1. İletişim Sorunları: Ereksiyon sorunu hakkında konuşmak zor olabilir ve bu durum çiftler arasında iletişim bariyerleri oluşturabilir.
    2. Cinsel Tatminsizlik: Her iki partner de cinsel ilişkiden aldıkları tatminin azaldığını hissedebilir.
    3. Suçluluk ve Yetersizlik Hissi: Ereksiyon sorunu yaşayan erkek, partnerine karşı yetersizlik ve suçluluk hissedebilir.
    4. Reddedilme Korkusu: Partner, reddedilme korkusuyla cinsel yakınlaşmadan kaçınabilir.
    5. Duygusal Uzaklaşma: Cinsel sorunlar, çiftler arasında duygusal bir mesafe oluşturabilir.
    6. Güven Sorunları: Ereksiyon sorunu, ilişkide güven sorunlarına yol açabilir, özellikle de sorun hakkında açık bir iletişim yoksa.
    7. Stres ve Gerginlik: Ereksiyon sorunu, ilişkide genel bir stres ve gerginlik kaynağı olabilir.
    8. Beden İmajı Sorunları: Her iki partner de beden imajı sorunları yaşayabilir.

    Bu etkilerin üstesinden gelmek ve ereksiyon sorununun partner ilişkileri üzerindeki olumsuz etkilerini minimize etmek için şu stratejiler uygulanabilir:

    1. Açık İletişim: Çiftlerin ereksiyon sorunu hakkında açıkça ve dürüstçe konuşmaları önemlidir. Bu, yanlış anlaşılmaları önler ve birbirlerinin duygularını anlamalarına yardımcı olur.
    2. Eğitim: Her iki partnerin de ereksiyon sorununun nedenleri, tedavi seçenekleri ve etkileri hakkında bilgi edinmesi önemlidir. Bu, durumu daha iyi anlamalarına ve yönetmelerine yardımcı olur.
    3. Birlikte Tedaviye Katılım: Partnerin tedavi sürecine dahil olması, destek sağlaması ve süreci birlikte yönetmeleri önemlidir.
    4. Cinselliği Yeniden Tanımlama: Çiftler, cinselliği sadece penetrasyon odaklı olmaktan çıkarıp, daha geniş bir perspektiften ele alabilirler. Bu, farklı cinsel aktiviteleri keşfetmeyi ve intimiteyi artırmayı içerebilir.
    5. Stres Yönetimi: Her iki partnerin de stres yönetimi tekniklerini öğrenmesi ve uygulaması faydalı olabilir.
    6. Çift Terapisi: Profesyonel bir terapistin yardımı, çiftlerin iletişimlerini iyileştirmelerine ve sorunla başa çıkma stratejileri geliştirmelerine yardımcı olabilir.
    7. Sabır ve Anlayış: Ereksiyon sorununun tedavisi zaman alabilir. Her iki partnerin de sabırlı ve anlayışlı olması önemlidir.
    8. Intimiteyi Sürdürme: Cinsel ilişki olmasa bile, çiftlerin fiziksel ve duygusal intimiteyi sürdürmeleri önemlidir. Bu, sarılma, öpüşme, masaj gibi aktiviteleri içerebilir.
    9. Beden İmajı ve Özgüven Çalışması: Her iki partnerin de beden imajı ve özgüven konularında çalışması faydalı olabilir.
    10. Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sigarayı bırakma gibi yaşam tarzı değişiklikleri, hem ereksiyon sorununun iyileşmesine hem de genel ilişki kalitesinin artmasına yardımcı olabilir.

    Ereksiyon sorunu, çiftler için zorlayıcı bir deneyim olabilir, ancak aynı zamanda ilişkiyi güçlendirmek ve daha derin bir bağ kurmak için bir fırsat da olabilir. Açık iletişim, karşılıklı anlayış ve profesyonel yardım ile çiftler bu zorluğun üstesinden gelebilir ve hatta ilişkilerini daha da güçlendirebilirler.

    Sonuç olarak, ereksiyon sorununun partner ilişkileri üzerindeki etkileri kapsamlı ve karmaşık olabilir. Ancak, doğru yaklaşım ve destekle, çiftler bu zorluğu aşabilir ve hatta ilişkilerini daha da güçlendirebilirler. Ereksiyon sorununun tedavisi, sadece erkeğin değil, çiftin birlikte üstesinden gelmesi gereken bir süreç olarak ele alınmalıdır.

    Ereksiyon Sorununda Erken Müdahale ve Tedavinin Önemi


    Erken Teşhis ve Tedavi Yöntemlerinin Önemi

    Ereksiyon sorunu, erken teşhis ve müdahale ile etkin bir şekilde yönetilebilen bir sağlık sorunudur. Erken müdahale, sadece cinsel sağlığı iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda genel yaşam kalitesini artırır ve potansiyel olarak daha ciddi sağlık sorunlarının erken teşhisine de yardımcı olabilir.

    Erken teşhis ve tedavinin önemi şu noktalarda ortaya çıkar:

    1. Altta Yatan Sağlık Sorunlarının Tespiti: Ereksiyon sorunu, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, hormonal bozukluklar gibi ciddi sağlık sorunlarının erken bir belirtisi olabilir. Erken teşhis, bu potansiyel sağlık risklerinin zamanında tespit edilmesini ve tedavi edilmesini sağlar.
    2. Tedavi Başarısının Artması: Ereksiyon sorunu ne kadar erken teşhis edilir ve tedavi edilirse, başarı şansı o kadar yüksek olur. Uzun süreli ereksiyon sorunu, fiziksel ve psikolojik komplikasyonlara yol açabilir ve tedaviyi zorlaştırabilir.
    3. Psikolojik Etkilerin Minimizasyonu: Erken müdahale, ereksiyon sorununun neden olabileceği özgüven kaybı, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik etkileri minimize eder.
    4. İlişki Sorunlarının Önlenmesi: Ereksiyon sorunu, zamanla ilişki sorunlarına yol açabilir. Erken teşhis ve tedavi, bu tür ilişki sorunlarının önlenmesine veya en aza indirilmesine yardımcı olur.
    5. Yaşam Kalitesinin Korunması: Cinsel sağlık, genel yaşam kalitesinin önemli bir parçasıdır. Erken müdahale, yaşam kalitesinin korunmasına ve iyileştirilmesine katkıda bulunur.
    6. Tedavi Seçeneklerinin Genişliği: Erken aşamada, daha geniş bir tedavi seçeneği yelpazesi mevcuttur. İleri aşamalarda, bazı tedavi seçenekleri etkisiz hale gelebilir veya daha invaziv yöntemler gerekebilir.
    7. Maliyet Etkinliği: Erken teşhis ve tedavi, genellikle daha az maliyetlidir ve daha az invaziv yöntemlerin kullanılmasına olanak tanır.
    8. Komplikasyonların Önlenmesi: Uzun süreli ereksiyon sorunu, penis dokusunda geri dönüşü olmayan hasarlara neden olabilir. Erken müdahale, bu tür komplikasyonların önlenmesine yardımcı olur ve penisin normal fonksiyonlarını koruma şansını artırır. Ayrıca, erken teşhis edilen ereksiyon sorunları, daha basit ve genellikle daha az invaziv tedavi yöntemleriyle başarılı bir şekilde yönetilebilir.

    Sonuç olarak, ereksiyon sorununda erken teşhis ve tedavi, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan olumlu sonuçlar doğurur. Ereksiyon sorununu fark ettiğiniz anda bir uzmana başvurmak, hem cinsel sağlığınız hem de genel yaşam kaliteniz için atılacak en önemli adımlardan biridir. Unutulmamalıdır ki, ereksiyon sorunu yalnızca bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda bir çiftin ilişkisini de etkileyebilecek bir durumdur. Bu nedenle, zamanında müdahale ve tedavi, sadece erkeğin değil, çiftin de yaşam kalitesini artıracaktır.

    Sonuç: Ereksiyon Sorununun Yönetiminde Penil Protezin Rolü


    Ereksiyon sorunu, sadece bireyin cinsel yaşamını değil, genel yaşam kalitesini de etkileyen ciddi bir durumdur. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri ile bu sorun büyük ölçüde yönetilebilir. Tedavi seçenekleri arasında yaşam tarzı değişikliklerinden ilaçlara, vakum cihazlarından psikolojik desteğe kadar birçok yöntem bulunmaktadır. Ancak, bu yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda, kalıcı ve etkili bir çözüm olarak penil protez tedavisi öne çıkar.

    Penil protezler, diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alamayan erkekler için uzun vadeli bir çözüm sunar. Bu protezler, cerrahi bir müdahale ile penise yerleştirilir ve kullanıcısına doğal bir sertleşme deneyimi sağlar. Ameliyat sonrası iyileşme süreci, genellikle birkaç hafta içinde tamamlanır ve hastalar bu süre zarfında protezin kullanımını öğrenerek cinsel yaşamlarına geri dönebilirler. Penil protez tedavisi, özellikle ilişkilerde karşılaşılan sorunları minimize etmekte ve bireyin özgüvenini yeniden kazanmasına yardımcı olmaktadır.

    Eğer ereksiyon sorunu yaşıyorsanız ve mevcut tedavi seçeneklerinden yeterli sonuç alamadıysanız, penil protez tedavisini değerlendirmeyi düşünebilirsiniz. Penil protezler, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından önemli ölçüde karşılanmaktadır. SGK’nın ödeme şartları ve penil protez tedavisi hakkında daha detaylı bilgi almak için sitemiz üzerinden “Bilgi İstek Formu” vasıtası ile bizimle iletişime geçebilirsiniz. Bu formu doldurarak, tedavi süreci hakkında uzmanlarımızdan doğrudan bilgi alabilir ve size en uygun çözüm yollarını öğrenebilirsiniz.

    Sonuç olarak, ereksiyon sorunu tedavisinde penil protezler, cerrahi bir müdahale gerektirmesine rağmen, yüksek memnuniyet oranları ve kalıcı çözüm sunmaları nedeniyle dikkate alınması gereken bir seçenektir. İleri derecede ereksiyon sorunu yaşayan erkekler için bu tedavi, hem cinsel yaşamlarını hem de genel yaşam kalitelerini önemli ölçüde iyileştirebilir. Daha fazla bilgi ve destek için uzman ekibimizle iletişime geçmekten çekinmeyin.

     


    Bu yazı/sayfa, Üroloji Uzmanı tarafından derlenmiş, incelenmiş ve onaylanmıştır. Bu yazı içeriğinin doğruluğunu ve güvenilirliğini garanti etmektedir. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

    Referanslar

    Referanslar:

    “EAU Guidelines. Edn. presented at the EAU Annual Congress Amsterdam 2023.” European Association of Urology, 2023, https://patients.uroweb.org/other-diseases/erectile-dysfunction/

    UROWEB EAU Hasta Bilgilendirme Web Sitesi 2024

    [0] https://patients.uroweb.org/other-diseases/erectile-dysfunction/

    [1] https://www.healthline.com/health/erectile-dysfunction/penile-implant-surgery

    [2] https://doi.org/10.1177/17562872231179008

    [3] https://www.advancedurology.net/blog/which-penile-prosthesis-implant-is-right-for-me

    Neden Rigicon® Penil Protezleri


    Rigicon, global bir marka olarak ABD kökenli olup, tüm Avrupa ve dünya genelinde güvenle tercih edilen penil protezleri sunar. Ürünlerimiz, uluslararası FDA* ve CE onaylarına sahip ve SGK ile anlaşmalıdır. Ayrıca penil protezlerde ömür boyu garanti verilmektedir. Türkiye’nin dört bir yanında, 32 yıllık köklü tecrübemizle, her hastanın anatomisine uygun, kişiselleştirilmiş çözümler geliştirmekteyiz. Tecrübeli hasta yönetim uzmanlarımız ve yüksek deneyimli cerrahlarımızla, yüz yüze iletişim ve bölge ofislerimiz aracılığıyla her zaman yanınızdayız. Rigicon olarak, size ve ihtiyaçlarınıza en uygun çözümleri sunmayı amaçlıyoruz.
    • SGK Anlaşmalı
    • Ömür Boyu Garanti

    • Uluslararası FDA ve CE Onaylı

    • Türkiye’nin Her Yerinde
    • 32 Yıllık Tecrübe
    • Anotominize Uygun Çözümler
    • Penil Protez Danışmanlığı
    • Yüz Yüze İletişim
    • Bölge Ofisleri
    • Tecrübeli Hasta Yönetim Uzmanları
    • Yüksek Deneyimli Penil Protez Cerrahları

    *Rigi10 FDA ve CE onaylıdır. Infla10 ürünleri CE onaylıdır.

    Yayın Tarihi: 26 Ağustos 2024
    Andromed
    Yalnız Değilsiniz

    Andromed olarak, Rigicon’un üroloji alanında sunduğu yenilikçi ve kapsamlı ürün gamını Türkiye’de hastalarımızın hizmetine sunmanın gururunu yaşıyoruz.

    Rigicon’un geliştirdiği üstün teknolojiye sahip çözümleri, özellikle erektil disfonksiyon ve inkontinans tedavilerinde yeni ufuklar açıyor ve hastalarımızın yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştiriyor.

    Hastalarımızın ve sağlık profesyonellerinin ihtiyaçlarına cevap veren Rigicon ürünleri, Andromed aracılığıyla Türkiye’deki hastalarımıza ulaşarak, tedavi süreçlerini daha etkin ve konforlu hale getiriyor. Bu iş birliği, üroloji tedavilerinde yenilikçi yaklaşımları herkes için erişilebilir kılarak, Andromed’in sağlık sektöründeki etkisini daha da güçlendiriyor.

    Rigicon Medikal A.Ş. çatısı altında, hastalarımızın ihtiyaçlarını merkeze alan, yenilikçi ve ileri görüşlü yaklaşımlarımızla sektöre katkı sağlamaya devam edeceğiz.

    Andromed
    Bilgi İstek Formu
    SGK Geri Ödeme Koşulları

    Protezlerin önemli bir kısmı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından kapsanmaktadır. SGK’ın ödeme şartları ve protezler hakkında daha detaylı bilgi almak için sitemiz üzerinden “Bilgi İsteme Formu” vasıtası ile bizimle iletişime geçebilirsiniz. Tüm telefon görüşmeleri Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK ) gereğince kaydedilmemektedir ve saklanmamaktadır.